enflasyon

« Sözlük Dizinine Dön

1. Fiyatlar genel seviyesinin etkili ve sürekli biçimde yükselmesi; bu nedenle de paranın satınalma gücünün sürekli düşmesi. 2. Tedavüldeki para miktarı ile malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı veya artış oranları arasındaki dengesizliğin büyümesinden meydana gelen ve fiyatların bir bütün olarak yükselişi biçiminde kendini gösteren iktisadi-parasal süreç. Enflasyonun, gelir dağılımını dar ve sabit gelirliler aleyhine bozmak, reel gelir oranını düşürerek tasarruflar üzerinde caydırıcı etkide bulunmak, kaynak dağılımında etkinliği bozmak, fiyatları sinyal görevi göremez hale getirmek, işçi-işveren ve borçlu-alacaklı arasında haksız gelir ve servet transferine yol açmak, döviz kurlarında gerekli ayarlamaların yapılmaması durumunda ithalatı teşvik edip ihracatı köstekleyerek ödemeler dengesini bozmak gibi çok sayıda olumsuz sonuçları vardır. Taleplerdeki aşırı artış sonucu meydana gelen enflasyona talep enflasyonu veya talep-çekişli enflasyon; üretimde kullanılan girdilerdeki maliyet artışlarından kaynaklanan enflasyona maliyet enflasyonu veya maliyet-itişli enflasyon; para arzındaki hızlı artıştan kaynaklanan enflasyona parasal enflasyon; gelirlerin üretimdeki artışa oransız olması, kamu gelirlerinin sürekli artan kamu harcamalarını karşılayamaması, kamuya ait işletmelerin zararlarının sübvanse edilmesi ve yatırımların finansmanının emisyon hacmi şişirilerek karşılanması sonucu fiyatlar genel düzeyindeki sürekli ve hızlı artışa yüksek enflasyon veya kronik enflasyon; enflasyonun baş döndürücü bir hızla yükselmesi ve yabancı paralara oranla ulusal paraya olan talebin görece azalması nedeniyle paranın bir değer ölçüsü ve tasarruf aracı olmaktan çıkmasına hiper enflasyon; herhangi bir üretim kesiminde faktör ve mal fiyatlarıyla maliyetlerinin diğer kesimlere göre ani ve aşırı artışına da enflasyon şoku denir.

İngilizcesi:
inflation
« Sözlük Dizinine Dön