GAGAVUZ OTONOMİSİNDE SON DURUM: DEVAM AMA NASIL
Ömer Akpınar –
Gagavuzya, Moldova Cumhuriyetinde özerk bir bölgedir. Etnik olarak Türk olan Gagavuzlar kendilerini Gagavuz olarak tanımlar. Dilleri Türkçedir ve dil ailesi olarak Batı Oğuz dil ailesine aittir. Bu ailede Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Rumeli Türkçesi, Kırım Türkçesi gibi diller mevcuttur. Gagavuzların dini Ortodoks Hristiyanlıktır ve kilise olarak Rus Ortodoks Kilisesine bağlıdırlar. Ancak dini terminoloji Türkçedir. Mesela Ruslar Bog (Бог) derken Gagavuzlar Allah der. Şükür derler, hayrolsun derler vs.
Moldova bağımsızlığını aldığı 1991 yılında bir iç savaşta yaşadı. İki yıl süren ve Rusya’nın müdahalesi sonucu donmuş çatışma bölgesi (frozen conflict zone) haline gelen, ayrıca bugüne kadar problem olarak kalan Transdinyster’in aksine Gagavuzya’da bir savaş veya silahlı çatışma yaşanmadı. 1994 yılında Kişinev’le (Moldova’nın başkenti) yapılan anlaşmayla Gagavuzya otonomi elde etti. Transdinyester’deki çatışmanın esas nedeni ekonomik ve elitler arası mücadele iken Gagavuzya’daki sorun tamamen etniktir. Ancak Moldova Gagavuzya’yı (Gagauz Yeri) coğrafi bir birim olarak tanımlar. 1.8 bin km2 yüzölçümü ve 160 bin nüfusuyla Gagavuzya, 29 yıl varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Barış içinde geçen 29 yıl yer yer gerilimler ve toplumsal olaylara sahne olmuş, ancak merkezî hükümet ile otonomi arasında açık bir yok sayma yaşanmamıştır. Ta ki 2023 Gagavuzya Başkanlık seçimine kadar.
Moldova ve Gagavuzya’da Siyasi Durum
2023 seçimlerine gelmeden önce mevcut siyasi yapı ve aktörlerin durumuna bakmak gerekir. Ülkeyi PAS Partisi (Dayanışma ve Hareket Partisi) yönetmektedir. Parti, 2014 yılındaki Moldova Merkez Bankası yolsuzluk olaylarına karşı toplumsal hareketin liberal kanadı olarak ortaya çıkmıştır. Bir ekonomist olan Sandu, aynı zamanda Harvard Üniversitesi mezunudur. Dünya Bankasında çalışmıştır. 2014 yılındaki yolsuzluk düzenine gidilen dönemde Eğitim Bakanı olarak görev yapmaktaydı.
Sandu başbakanlık beklerken bir anda muhalif tarafta kaldı. Kendi siyasi hareketini başlattı ve 2016 seçimlerini Sosyalist Parti lideri İgor Dodon’a kaybetti. 2019 yılında Başbakanlık koltuğuna oturdu ancak bu durum uzun sürmedi. 2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden aday oldu ve bu sefer daha önce yenildiği İgor Dodon’u yenerek Moldova’nın Cumhurbaşkanı oldu.
Maia Sandu tüm siyasi kariyerini Avrupa Birliği söylemi üzerine inşa etmiştir. AB üyeliği ve Avrupa değerleri siyasi amaçlarının kısa özetidir.
2014 yolsuzluk olaylarında Moldova bir siyasi isimle daha tanıştı. Bu kişi İlan Şor’dur. 1987 doğumlu Şor, 2011-2014 yılları arasında gerçekleşen para aklama olaylarında adı geçen isimlerden biridir. 24 yaşında milyarlarca dolarların döndüğü olaylar dizisinde adının anılması ilginç bir durumdu. Aslen Yahudi olması komploya açık analizleri beraberinde getirdi. Rus şarkıcı Sara Livovna’yla evlenmesi komploya yatkın Moldova insanını şaşırttı. 2015-2019 yılları arası, ülkenin önemli şehirlerinden biri olan Orhei’de belediye başkanlığı yaptı. Kendi soyadıyla bir parti kurdu. Şor Partisi bir hafta önceye kadar 101 sandalyeli Moldova Meclisinde 7 üyeye sahipti. Rusya’dan maddi destek aldığı gerekçesiyle, Moldova Anayasa Mahkemesi tarafından 19 Haziran 2023 günü kapatıldı. İlon Şor’un vekilliği 27 Nisan’da zaten düşürülmüştü. Tutuklanma kararı bir yana hem ABD hem de AB tarafından yaptırıma uğrayan bir isimdir. İsrail’de yaşadığı düşünülmektedir.
Bütün bu sürecin Gagavuzya’yla ilişkisi nedir denirse, şüphesiz son seçilen başkanın Şor Partisinden olmasıdır. İkinci turda Sosyalist Partinin adayı Grigori Uzun’u yenen Yevgeni Gutsul (Evgenia Guțul) büyük bir sürpriz yaptı. Gutsul’un seçilmesindeki sebepleri üç maddede açıklayabiliriz.
Birinci olarak Şor Partisinin Gagavuzya’daki olumlu algısıdır. Orhei (çoğunluk Moldova veya Rumen) ve Taraclia’daki (Bulgar etnik nüfuslu) yönetim performansı Gagavuzların Şor Partisine sıcak bakmasına sebep oldu. Ana caddenin dışındaki yolların çamur olduğu şehirler düşünün. Eski Sovyetin genel kent yapısı bu şekilde özetlenebilir. Şor yolları tamir etmeye ve çocuklar için ücretsiz oyun alanları açmaya başladı. Bizdeki belediyecilik akla gelince komik gelebilir bu tür hizmetler. Ancak gerçekten de çok zayıf bir belediyecilik algısı vardır. Sokaktaki yol tamiri bile yenilik olarak algılanmaktadır.
İkinci olarak Şor Partisinin Rusya’yla yakın ilişkisidir. Hâlbuki Sosyalist Parti tüm siyasi duruşunu AB’ye karşı Rusya taraftarlığı üzerine inşa etmiştir. Gagavuzya’da şimdilik AB taraftarı bir partinin şansı yoktur. Şor Partisi sosyalistlerin Rusya’yla yakınlık tekelini elinden almıştır.
Üçüncü ve en önemli sebepse mevcut Başkan İrina Vlah’ın Gutsul’u zımnen desteklemesidir. Sosyalist Parti üyesi olan mevcut Gagavuzya Başkanı İrina Vlah’ın Şor Partisi adayını desteklemesi sürpriz oldu. Sosyalistlerin Vlah’a savaş açması, onların, Gagavuzya’yı kaybetmelerine sebep oldu.
Başkan İrina Vlah ve Moldova Siyaseti
İrina Vlah, Türkiye’de dahi herhangi bir büyükşehre adaylığını koysa, başkan seçilecek birisidir diye düşünüyorum. Tanıyan insanların çok olumlu düşüncelere sahip olduğu, Türk dünyasınca bilinen ve büyük saygınlığı olan bir isimdir. 2018 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Gagavuzya’da misafir edecek kadar siyasi beceriye sahip bir kişidir. Türkiye ölçeğinde bir ülke başkanının bölgeyi ziyaret etmesine vesile olması ve stadından okullarına, hastanesinden yollarına kadar, pek çok hizmeti yaptırabilmesi veya halkına kazandırması çok büyük siyasi olaydı. Erdoğan’la başkent Komrat’ta miting yapması tam bir siyasi şovdu. Halk tarafından da çok sevilen Vlah iki dönem üst üste başkanlık yapması sebebiyle üçüncü kez aday olamadı.
İrina Vlah, 2005-2009 ve 2014-2015 yıllarında, Moldova Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. Yani merkezî siyaseti çok iyi bilmektedir. Eski bir avukat olan Vlah birikimiyle Gagavuzya Başkanlığının bir üstü için hazırdı ve bu makam için niyetini belli etti. Bu makam şüphesiz Moldova Cumhurbaşkanlığıdır.
İrina Vlah, Moldova Cumhurbaşkanlığı yapacak donanımda bir siyasetçidir. Hem dengeleri gözetme becerisi hem de deneyimi, başka bir ifadeyle siyasi zekâsı ve tecrübesi Moldova’da başkan olmasına yeter de artar. Ancak bu makamın yolu partisinin başkanlığından geçmektedir. Vlah’ın bu arzusu, üyesi olduğu Moldova Sosyalist Partisinde çatışmayı başlattı.
Türkiye’de, SSCB’ye ağıtlar yakanlar inanmayacaklar ama (belki de çok da farklı düşünmüyorlar) eski Sovyet’te SSCB’yi anan ve bu bağlamda siyaset yapanlar ırkçı, aşırı dindar; Batı, İslam, Yahudi ve kadın düşmanı insanlardır. Bunu gördüğümde çok şaşırmıştım. Çünkü bu tür siyasi yapıların isimleri genellikle sosyalist parti veya komünist partidir. Yani eski Sovyet’te, bir siyasi partide hangi ismi görürseniz, o değer veya kavram o siyasi partide yoktur. Mesela, 2020 Moldova Başkanlık seçimlerinde, Sosyalist Blokun (Sosyalist Parti ve Komünist Parti) en büyük söylemi Maia Sandu’nun kadın ve çocuksuz olmasıydı. Cumhurbaşkanı Dodon ailesiyle fotoğraflar çekip bunlar benim çocuklarım diyordu. Çünkü Ortodoks inancına göre çocuksuz kadın eksik insandır ve kadından lider olmaz. Moldova’da NATO üyeliği konuşulduğunda eski Cumhurbaşkanı ve Moldova Komünist Parti Başkanı Vladimir Voronin, bundan sonra çocuklarımız zenci mi olacak demekten kendini alamadı. Putin’i 2003 yılında ABD ve AB için satan da kendisiydi. Bir başka örnek de Rusya’dan vereyim. Uçak krizinde İstanbul’a atom bombası atalım önerisi yapan Vladimir Jirinovski Rusya Liberal Parti lideriydi. Değme milliyetçilere kök söktürürdü. 2022 yılında Covid-19 sebebiyle öldüğünde Putin’e destek üzre Ukrayna’da ölüme gönderdiği gençlerin bir kısmı ve pek çok Ukraynalı hâlâ yaşıyordu.
Konumuza dönersek, İrina Vlah’ın Cumhurbaşkanlığına adayım demesi, başka bir ifadeyle Sosyalist Partinin başına geçmek istiyorum demesi, Sosyalist Partinin elitlerini rahatsız etti. Maia Sandu ve İgor Dodon arasında geçen oyuna dönüşen devlet başkanlığına yeni ve güçlü bir aday çıktı. Bir Gagavuza bu payeyi vermek güçtü tabi. Tek gerekçe Vlah’ın Gagavuz olması değil elbet. Ancak çok önemli bir gerekçedir ve Vlah, Moldova siyasetine ağırlığını koyar koymaz karşısında ilk önce kendi partisini buldu.
Gagavuzya başkanlık seçimlerinde ikinci tura Sosyalist Parti adayı Grigori Uzun ve Şor Parti adayı Yevgeni Gutsul kaldı. Gagavuz otonomisinin yürütme organı olan Bakannık Komiteti (Bakanlar Kurulu) açıktan, Başkan Vlah zımni olarak Uzun’a karşı çıktı. Grigori Uzun Vlah ve ekibine karşı hasmane tutumunu açıkça gösterdi. Vlah’ın tüm ekibini sileceğini, onun döneminden kalacak hiçbir şey bırakmayacağını söylüyor, hatta vaat ediyordu. Gutsul ise Vlah’ın ekibiyle yola devam edeceğini ve politik tartışmalara girmeyeceğini belirtti. Sonuçta ve sürpriz olmayacak biçimde Gutsul kazandı. Tekrar hatırlatmak gerekir ki Gutsul’a Vlah’ın desteği, zaferindeki en temel gerekçedir.
Otonominin Geleceği ve Yeni Dönem
Yevgeni Gutsul’un zaferinden sonra Gagavuzya’da siyaset durulmadı. İrina Vlah görünürlüğünü biraz olsun azalttı ve yenilgi sonrası Sosyalist Parti derin sessizliğe büründü. Çareyi kanlı bıçaklı siyasi rakip gördükleri Sandu’da aradılar. Aradıkları cevap imdatlarına yetişti ve Moldova Anayasa Mahkemesi Şor Partisini kapattı. Yevgeni Gutsul daha koltuğuna oturmadan başkanlığına hukuki ve siyasi gölge düştü.
Esasında Anayasa Mahkemesinden önce, yolsuzlukla mücadele birimi olarak bilinen CNA (Centrul National Anticoruptie) Gagavuz Seçim Merkezine baskın yaptı. Parayla oy satın almadan oyların sayımında usulsüzlüğe kadar bir sürü konuda inceleme yapıp seçim pusulalarına el koydu. Şimdilik bir sonuç bulunamadı. Akabinde Komrat Temyiz Mahkemesi seçimin geçerli olduğunu ilan etti. Böylece Gutsul Gagavuzya tarafından Başkan ilan edildi. Soruşturma yürütülürken bu kararın doğru olmadığını iddia eden iktidara mensup siyasiler oldu. Yani Gutsul’un önü kesilmeliydi ve o adım Anayasa Mahkemesinden geldi.
Gel gelelim iktidarın bu kadar rahatsız olmasındaki sebebe. İlk olarak, 1998 yılı çıkan ve 344-VIII sayılı Gagavuz Otonomisi Kanununa göre, Gagavuzya Başkanı Moldova hükümetinin doğal üyesidir. Bu sebeple Gutsul sayesinde Şor Parti hükümete girmiş olacak. İrina Vlah zamanında bile Moldova Milli Güvenlik Kuruluna katılma veya katılmama krize sebep olmuştu. Böylece, bazı zamanlarda, Şor Partisi MGK’ya da katılacak. İkinci olarak Orhei ve Taraclia’dan sonra Gaagvuzya’nın Şor Partisine geçmesi, sosyalistler ve PAS arasında gidip gelen siyasete yeni aktörler sokacak. Hem de ekonomik ve politik olarak daha özerk olan Gagavuzya’nın geleneksel siyasi elitlerin elinden gitmesi, onu tekrar kazanmalarını imkânsız kılacak. Gagavuzya’nın politik gücü, özellikle Türkiye’nin verdiği koşulsuz ve karşılıksız desteğiyle, çok büyüktür. Kişinev bu sebeple yeni durumdan çekinmektedir. Üçüncü olarak Ukrayna-Rusya Savaşının ortaya çıkaracağı yeni gerçeklikte Gagavuzya’nın otonomisinin elinden alınması zorlaşacak. Her ne kadar kavga etseler de sosyalistler ve PAS müesses nizamın partileridir. Aşırı muhalif kalan Şor Partinin olası Transdinyester krizinde nasıl tutum alacağı kestirilememektedir. Son olarak İrina Vlah’ın yükselişinin önlenmesi sağlanmak istenmektedir. Uluslararası bilinirliği ve saygınlığı en yüksek Moldovan siyasetçisi olan Vlah tüm siyasi aktörleri korkutmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar bir ülkedeki normal siyasi olaylar gibi gelebilir. Ancak bu sefer durum farklı. Yevgeni Gutsul üzerinden Moldova, Gagavuzya’daki otonomiyi sorguluyor. 1 Haziran 2023’te ikincisi gerçekleşen Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi Moldova’da gerçekleşti. 45 devlet ve hükümet başkanı bu zirveye katıldı. Maia Sandu’nun büyük zaferi olan bu toplantıya Volodimir Zelenski trenle geldi. Sandu ve Zelenski görüşmesinde Transdinyster konusu ele alındı. Zelenski Moldova’nın Transdinyester’e müdahalesinde Moldova’ya yardım edebileceğini söyledi.
Transdinyster’de 500-1.500 arası Rus askeri olduğu tahmin ediliyor. Daha da önemlisi bölgede büyük silah depolarının olması. Sandu, Moldova Anayasasındaki tarafsızlığın ülkeyi savunmaktan muaf olduğumuz anlamına gelmemektedir diyor. Moldova NATO’yla angajmana girmiştir. Moldova’da yapılan zirvenin güvenliği bizzat NATO tarafından alınmıştır. Yani NATO’yu ve Ukrayna’yı arkasına alan Moldova’nın Transdinyster’e olası askeri bir müdahalesi Gagavuzya’da statükoyu bozacaktır. Bir sonraki adımda otonominin varlığı tartışmaya açılır. Hatta bu tartışma bugün başlamıştır denebilir. Son seçilen başkanın meşruiyet tartışması bir noktadan sonra otonominin meşruiyeti tartışmasına dönüşebilir. Gagavuz otonomisini zor günler beklemektedir. Gagavuz otonomisinin varlığı Türkiye için çok önemlidir. Bu sebeple bölge yakından takip edilmelidir. Hem NATO üyesi hem de bölgenin en büyük ülkesi olarak gerekli önlemleri almamız ve doğru politikalar üretmemiz gerekir.
Ömer Akpınar
Dr. Ömer Akpınar, Erzurum Atatürk Üniversitesi Matematik Öğretmenliği ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi lisans mezunudur. Türkiye Ortadoğu ve Amme İdaresi Enstitüsü’nde (TODAİE) yüksek lisansını yapmıştır. Doktorasını İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlamıştır. 2004 yılında İstanbul’da öğretmenliğe başlamış ve İstanbul’un değişik okullarında öğretmenlik, idarecilik ve okul müdürlüğü yapmıştır. Halen Moldova Gagavuzya’da Süleyman Demirel Moldova-Türk Lisesi’nde çalışmaktadır. Moldova üzerine akademik çalışmalar yapmaktadır.