Ankara Sosyal Bilimler Vakfı
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Projelerimiz
  • Etkinlikler
    • Sosyal Bilim Söyleşileri (Çevrimiçi)
    • Bir Konu Bir Konuk (Çevrimiçi)
    • Tarihe Tanıklık (Çevrimiçi)
    • Dünya’dan Bakış (Çevrimiçi)
    • Düşünce Platformu
    • Yayınlarımız
    • Kitaplar
    • Okuma Önerileri
    • Sosyal Bilim Öğretim Mimarisi Projesi
  • Sosyal Bilimler Sözlüğü
    • Sözlük Dizini
    • Sözlük Hakkında
  • İletişim
  • Türkçe
    • English
  • Menu Menu
  • X
  • Youtube
  • Instagram
TÜMÜ0-9ABCÇDEFGHİIJKLMNOÖPQRSŞTUÜVWXYZ
  • <<
  • 1
  • (...)
  • 40
  • 41
  • 42
  • 43
  • 44
  • 45
  • 46
  • 47
  • 48
  • 49
  • 50
  • 51
  • 52
  • (...)
  • 201
  • >>
  • doğrusal üretim fonksiyonu
    1. Üretim faktörleri arasında ikame esnekliğinin sonsuz olduğu, koordinat düzleminde sol yukarıdan sağ aşağı doğru giden negatif eğimli doğru biçiminde resmedilen üretim fonksiyonu. 2. Eş-ürün eğrisi negatif eğimli bir doğru şeklinde, dolayısıyla eğimi sabit, buna bağlı olarak üretim faktörleri arasındaki ikame edilebilirliğin sabit olduğu, dolayısıyla marjinal teknik ikame oranı sabit olan, bunun sonucu olarak da ikame esnekliği sonsuz olan üretim fonksiyonu. bkz. İkame esnekliği.
  • doğrusal yaklaşım
    Bireysel ve toplumsal süreçlerin düz bir çizgi üzerinde doğrusal olarak geliştiğini; söz konusu süreçlerin başlangıç noktasına dönmesinin, ya da döngüsel bir seyir izlemesinin mümkün olmadığını savunan yaklaşım. bkz. döngüsel yaklaşım.
  • doğu despotizmi
    Toprak mülkiyetinin devlete ait olduğu, bütün vatandaşların yöneticinin kölesi olarak muamele gördüğü, devletin gücüne karşı vatandaşların haklarını koruyacak ve devlet ile vatandaş arasında iktidar kullanımını dengeleme işlevi görecek hiç bir ara kurumun gelişmesine imkân tanımayan yönetim tarzı. bkz. despotizm, Asya tipi üretim tarzı.
  • doğubilim
    bkz. oryantalizm.
  • doğum
    1. Bir canlının annesinin vücudundan ayrılarak bağımsız bir biyolojik varlık haline gelmesi. Belirli bir dönemde doğan çocukların yüzde veya binde cinsinden oranına doğum oranı; doğum oranının denetim altına alınması ve çocuk sayısının sınırlanmasına da doğum kontrolü denir. 2. Doğuş. Meydana gelme, ortaya çıkma. Örn. İslâmiyet’in doğuşu, Rönesans’ın doğuşu.
  • doğum kontrolü
    bkz. doğum.
  • doğum oranı
    bkz. doğum.
  • doğurganlık oranı
    Belirli bir dönemde, bir ülke veya bölgede meydana gelen doğum sayısının, aynı dönemde o bölge veya ülkede yaşayan toplam nüfusa oranı.
  • doğuşta yaşam beklentisi
    bkz. ömür beklentisi.
  • doğuştancılık
    Temel insan özelliklerinin doğuştan kazanıldığını, sonradan elde edilemez nitelikte olduğunu savunan görüş.
  • doktrin
    bkz. öğreti.
  • dolaylı bilgi
    Kişinin kendi duyu organları ile değil, başkalarının aracılığı ile elde ettiği bilgi. bkz. doğrudan bilgi.
  • dolaylı karşılıklılık
    Bir ilişkide karşılığın, ilişkinin doğrudan muhatabın dışındakilerden beklenmesi. Örn. yardımsever olanlara saygı gösterildiği için muhtaç birisine yardım etmek. bkz. karşılıklılık.
  • dolaylı miras
    Anne ve babaların gelir, meslek ve ilişki ağları yoluyla çocuklarının istek ve imkanlarını belirlemeleri sonucu, genellikle çocukların ebeveynlerinin benzeri meslek ve statülere sahip olmaları.
  • dolaylı tanınma
    Bir bilgi sağlayıcısının kimliğinin, doğrudan tanımlamada yer almayan diğer özelliklerinden faydalanılarak ortaya çıkarılması. Örn. Cumhuriyet mahallesinde oturan en genç savcı, en çok şeker üretimi yapan dördüncü firma.
  • dolaylı vergiler
    Vergi mükelleflerinin vergileri toplamakla görevli vergi otoritesine doğrudan değil, alış-veriş yaparken malların fiyatlarına ilave edilmek suretiyle dolaylı yoldan ödedikleri vergiler.
  • dolaysız demokrasi
    bkz. doğrudan demokrasi.
  • dolaysız vergiler
    bkz. doğrudan vergiler.
  • domino teorisi
    ABD’de 1953-1957 yılları arasında birinci Eisenhower yönetiminin izlediği, ABD dış politikasına rehberlik eden prensip. Buna göre, aynen domino oyununda olduğu gibi, bir ülke veya bölgeyi kaybetmek otomatik olarak diğerlerini de kaybetmeyi getirebileceği için, Asya’daki ülkelerden herhangi birisinin komünizmin denetimine girmesini önlemek amacıyla ABD elinden gelen her şeyi yapmalı, hatta Vietnam’ı kaybetmemek için ne pahasına olursa olsun savaşı sürdürmelidir.
  • dominyon
    Kendi kendini yöneten, bağımsız, fakat ana ülke (İngiltere) ile bazı bağları sürdüren Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi İngiliz Milletler Topluluğu üyesi devletlerin her biri.
  • <<
  • 1
  • (...)
  • 40
  • 41
  • 42
  • 43
  • 44
  • 45
  • 46
  • 47
  • 48
  • 49
  • 50
  • 51
  • 52
  • (...)
  • 201
  • >>
Sayfanın başına dön