TÜKETİCİ FİYATLARINDA RAMAZAN ETKİSİ

Ömer Toprak –

İktisadi hayatın işleyişi çeşitli yönlerden kullanılan takvime bağlıdır. Çoğunlukla yaz aylarına rastlayan hasat mevsiminde düşen gıda fiyatları veya kışları artan enerji tüketimi gibi doğrudan mevsimsel etkiye açık iktisadi göstergeler vardır. Bunların yanında, birçok toplumda kültürel, ulusal ya da dini günlerin de iktisadi hayatı etkilediği görülür. Kefaret Günü (Yom Kippur), Hanuka (Hanukkah), Noel (Christmas), Şükran Günü (Thanksgiving), Cadılar Bayramı (Halloween), Ramazan ayı, Ramazan ve Kurban bayramları gibi özel günler ve dinî bayramlarda hediyeleşmek, yeni kıyafetler almak ve özel yemekler hazırlamak gibi sebeplerle harcamalar yükselir, memleket seyahatlerinin artmasıyla yolcu ulaşımı yoğunlaşır.

Söz konusu mevsimsel etkilerin tespiti çok gelişmiş bir istatistik alanıdır. Ancak bu konu, beklenebileceği gibi, çoğunlukla Gregoryen takvim esas alınarak çalışılmıştır. Bugün ülkelerin büyük çoğunluğu Gregoryen takvim kullanıyor olsalar da çeşitli Müslüman, Yahudi, Hindu ve Çinli topluluklar kendi dinî ve geleneksel günlerini güneş yılı ile uyuşmayan farklı takvimler kullanarak takip ederler. Ancak, iktisadi göstergelerin çoğunlukla bu takvimlere göre değil de Gregoryen takvime göre üretiliyor olması söz konusu günlerin etkilerinin tespitini zorlaştırır. Örneğin Hicri takvim 355 veya 356 günlük ay yılına dayalı 29 veya 30 günlük 12 aydan oluşurken, güneş yılına dayalı Gregoryen takvimin bir yılı 365 veya 366 gündür. Bunun sonucu olarak ay yılındaki sabit bir gün, her yıl, güneş yılının daha erken bir dönemine kayar. Bu yüzden, Gregoryen takvimde kayan olayların etkilerinin gözlenmesi, güneş yılına dayalı iktisadi göstergelerin gözlenecek olayın dayalı olduğu takvim sistemine dönüştürülmesini gerektirir.

Hicri takvimin dokuzuncu ayı olan Ramazan ayı insanların hayatlarına sosyo-ekonomik etkileri olan zaman aralıklarından birisi olarak kabul edilir. Ramazan ayında oruç tutma ve ilgili başka faaliyetlere bağlı olarak Müslümanların harcama ve tüketme alışkanlıkları değişir. Ramazan etkisi denilen bu değişiklikler sağlık, sosyal ilişkiler, yardım faaliyetleri, tüketim yapısı ve üretim gibi birçok sosyal ve iktisadi alanda görülebilir. İktisadi literatürde Ramazanın en çok menkul kıymet borsalarındaki etkisi incelenmiştir. İktisadi göstergelerdeki oynaklık, tedavüldeki para, mevduatlar, finansal karar alma, kredi temerrüdü, gıda harcama ve tüketimi, talep tahmini ve büyüme, Ramazan etkisinin incelendiği diğer iktisadi alanlar arasındadır.

Ramazan ayının etkilediği düşünülen alanlardan birisi de tüketici fiyatları, özellikle gıda fiyatlarıdır. Enflasyon tahmininin para politikasındaki önemi düşünüldüğünde, genel fiyat düzeyi üzerindeki sistematik mevsimsel etkilerin yanında, belirli aralıklarla olabilecek sıra dışı etkilerin de göz önünde bulundurulması gerekebilir.

Ramazan ayında ve ona yakın günlerde gıda fiyatlarında artışlar olduğu yaygın bir kanaattir. Eğer öyleyse, bunun açıklanabilir sebepleri olmalıdır. Örneğin, Ramazanda gıdaya ve özellikle Ramazan Bayramı öncesinde giyim ve hediyelik eşyalara olan talebin arttığı, artan talebin belirli mallarda fiyat artışına sebep olduğu varsayılır. Her ne kadar kapsamlı bir tüketim verisi mevcut değilse de, Ramazanda bazı ürünlere olan talebin arttığına işaret eden bölgesel çalışmalar vardır. Bu çalışmalardan birisi, çalışmanın yapıldığı bölgede gıda harcamalarının Ramazan ayında %10 arttığını ortaya koymaktadır.

İnsanlar, geleneksel olarak, Ramazan ayında diğer aylara göre et ve benzeri bazı gıdalara daha fazla harcama yapma eğilimindedirler. Bu harcama eğilimindeki artışın tersine, üretici ve satıcılar, geçmiş yıllardaki tecrübelerine dayanarak, talebin oluşmasından önce belirli ürünlerin fiyatlarını artırabilirler. Bununla birlikte, talepteki artış öngörüldüğünde, fiyat artışını baskılayacak şekilde arzın artacağı da beklenebilir. Hatta Ramazanın ikinci yarısında, arz fazlası haline gelen bazı malların fiyatları düşebilir de.

Ramazan etkisinin varlığının tespiti amacıyla yapılan çalışmalarda çoğunlukla zaman serisi modelleri kullanılmış, bazı çalışmalar izlenmek istenen Hicri ayları temsilen kukla değişkenlerin eklendiği Gregoryen takvime dayalı serilerle, diğer bazıları ise söz konusu Gregoryen takvime dayalı serilerin Hicri takvime dayalı serilere dönüştürülmesi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarda aynı yöntemleri kullansalar dahi ulaşılan sonuçlar arasında çeşitli uyumsuzluklar olduğu, bir kısmında gözlenen Ramazan etkisinin diğer çalışmalarda gözlenmediği tespit edilmiştir. Bu farklılaşmanın olası sebeplerinden birisinin çoğunlukla kullanılan zaman serisi modellerinin güneş yılına dayalı mevsim etkileri ile yıl içinde kayan özel dönemlerin etkilerini birlikte tespit etmede yetersiz kalmaları olduğu iddia edilmiştir. Bu yönüyle bakıldığında, bazı ürünlerdeki güçlü mevsimsel fiyat dalgalanmalarının çok baskın olduğu, incelenen dönem içindeki farklı periyoda sahip daha zayıf etkilerin yeterince tespit edilemeyebileceği göz ardı edilmemelidir.

Ramazan ayının Türkiye tüketici fiyatları üzerindeki etkisini incelemek amacıyla yapılan öncekilerden farklı ve daha basit bir çalışmada, önce Gregoryen takvime göre üretilmiş 3 fiyat endeksi ile Ramazandan etkilenebileceği düşünülen 43 ürüne ait fiyatlar aylık Hicri takvim göstergelerine dönüştürülmüştür.1Her göstergenin aylık artış oranları hesaplanarak 12 Hicri ayın her biri için, incelenen yıllardaki aylık ortalama artış oranları bulunmuş ve her göstergenin Ramazan ayındaki ortalama artışının diğer aylar içindeki en yüksek veya en düşük artış olup olmadığına bakılmıştır. Son olarak, Ramazanda en yüksek ve en düşük artışa sahip göstergelerin bu artış oranlarının diğer ayların ortalama artışlarından farkının istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığı test edilmiştir. Bu analiz, Ramazandan önceki ay olan Şaban, sonraki ay olan Şevval ve bu üç ayın ortalama göstergeleri için de tekrarlanmıştır.

Söz konusu çalışmada Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayınladığı Mayıs 1994-Ağustos 2019 dönemine ait Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve bunun iki alt endeksi (TÜFE-Gıda ve TÜFE-Giyim) ile bu kapsamda derlenen 43 ürünün fiyat göstergeleri kullanıldı. Bu döneme ait göstergelerin dönüştürüldüğü Hicri 1414’ün son ayından 1440’ın son ayına kadarki seri, 26 tam yıla (1415-1440) ait aylık artış oranlarını oluşturdu. Bu döneme ait veri birbirinin devamı iki seriden (1994-2004 için 1994=100, 2005-2019 için 2003=100) oluştuğundan, bunlar, göstergelerin Ocak 2004 ayındaki artış oranları ile bağlandı.

Gösterge serileri Gregoryen takvimden Hicri takvime dönüştürülürken her bir Gregoryen aydaki fiyat düzeylerinin durağan olduğu varsayıldı. Her bir Hicri aya karşılık gelen Gregoryen aylardaki göstergeler, Hicri ayın içindeki paylarıyla ağırlıklandırılarak Hicri ay serileri oluşturuldu. Her ne kadar tüm Müslüman toplumlarda Hicri ay başlangıçları aynı olan ortak bir takvim mevcut değilse de, incelemede kullanılan veri Türkiye’ye ait olduğundan, gösterge dönüşümünde, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenmiş Hicri ay başlangıçları esas alındı. TÜFE ve iki alt endeksi ile seçilmiş altı ürünün fiyatına ait 26 Hicri yılın aylık ortalama artış oranları Şekil 1’deki gibi oluştu.

Hicri takvime göre dokuzuncu ay olan Ramazan ayı ile öncesindeki Şaban ve sonrasındaki Şevval aylarında 26 yıllık artış ortalamaları, tüm aylar içinde en yüksek ilk iki ve en düşük ilk ikiyi oluşturan fiyat göstergelerinin her birinin ilgili aydaki ortalama oranlarının diğer aylardaki ortalama artış oranları ile farkının anlamlı olup olmadığı ayrı ayrı test edildi.

Ramazan ayında diğer aylardan daha fazla arttığı görülen TÜFE ve dört ürünün fiyatındaki ortalama artışın diğer ayların ortalama artışından farkının sadece üç ürün (dana eti, koyun eti, süt) için anlamlı olduğu görüldü. TÜFE ile tereyağı fiyatı ortalamada en fazla Ramazan ayında artmakla beraber, bu artışların diğer ayların ortalama artışlarından farkları istatistiksel olarak anlamlı değildi. Aynı şekilde, en düşük artışa (net olarak bakıldığında düşüşe) Ramazan ayında uğrayan kadın spor ayakkabısı ve nohut fiyatlarının bu değişiminin de diğer ay ortalamalarından farkı anlamlı bulunmadı.

Şekil 1: Bazı endeks ve ürün fiyatlarının 26 Hicri yıldaki aylık ortalama artış oranları

Ramazandan kaynaklı etkilerin Ramazan ayından önceki ve sonraki ayları da etkilemesi söz konusu olabilir. Bazı ürünlere talep, Ramazana hazırlık amacıyla, önceki ayda artabilir. Öte yandan Ramazan ayı ve sonrasındaki Ramazan Bayramı için hazırlanıp satılamayan ürünlerin fiyatları sonraki ayda düşebilir. Ramazan ayı sonuna doğru gerçekleşen fiyat artış ve düşüşlerinin derlenmesi metodolojik sebeplerle sonraki aya kayabilir. Bütün bunların yanında, Hicri takvime dönüştürülen fiyatların Gregoryen ay içinde durağan olduğu varsayımı bazı fiyat hareketlerinin suni olarak Ramazan ayı ile öncesi ve sonrasındaki aylar arasında taşınmasına yol açabilir. Bu yüzden Ramazandan önceki Şaban ve sonraki Şevval aylarındaki fiyat hareketlerinin de Ramazan etkisiyle ilgisi olabilir.

Bu çerçevede incelenen Şaban ayında sekiz ürünün fiyatlarının diğer aylardan fazla arttığı, dört ürünün fiyatlarının ise en yüksek ikinci artışa sahip olduğu görüldü. Bununla birlikte ortalama en yüksek birinci ve ikinci fiyat artışına bu ayda sahip olan birer ürünün (yumurta ve dana eti) bu fiyat artışları diğer aylardaki ortalama fiyat artışlarından anlamlı olarak daha yüksekti. En yüksek fiyat artışı bu ayda gerçekleşen yedi ürün (ayçiçek yağı, buğday unu, ekmek, mercimek, mısırözü yağı, tatlı, zeytinyağı) ile ikinci en yüksek artışa sahip üç ürünün (kuru fasulye, otobüs bileti (şehirlerarası), zeytin) fiyat artışlarının diğer aylardaki ortalama artışlardan anlamlı olarak yüksek olmadığı gözlendi. Fiyat artış oranlarının Şaban ayında en düşük olduğu ürünlerin hiçbirinin diğer aylarla anlamlı bir fiyat değişim farkı bulunmadı.

Şevval ayında ortalama aylık artış oranı en yüksek olan TÜFE-Gıda ile dört ürün fiyatından TÜFE-Gıda ve domates fiyatındaki ve ikinci en yüksek olan beş ürün fiyatından süt fiyatındaki aylık ortalama artışın diğer ay ortalamalarından farkı, istatistiksel olarak anlamlı bulundu. En yüksek artışı Şevvalde gösteren üç ürün (kaşar peyniri, soğan, zeytin) ve en yüksek ikinci artışı gösteren dört ürün (çay, koyun eti, sucuk, tereyağı) fiyatındaki artışların, diğer aylardaki ortalama artışlardan farkı anlamlı değildi. En düşük artışı Şevvalde gösteren TÜFE-Giyim ve iki ürün (erkek ayakkabısı, erkek spor ayakkabısı) fiyatı ile ikinci en düşük artışa sahip bir ürün (kadın spor ayakkabısı) fiyatındaki artışlar, diğer aylardaki ortalama artışlardan anlamlı şekilde düşük bulundu.

Şaban, Ramazan ve Şevval aylarının oluşturduğu dönem ayrıca incelenerek bu üç aydaki ortalama fiyat artışları diğer dokuz aydaki ortalama artışlar ile karşılaştırıldığında, bazı ürünlerdeki fiyat artışlarının bu dönem bütününde dönemi oluşturan aylara göre daha anlamlı olduğu anlaşıldı. TÜFE en yüksek ortalama artışa Ramazan ayında sahip olduğu halde, bu artış oranının diğer aylardaki ortalama artış oranından yüksekliği anlamlı değildi. Bununla birlikte TÜFE-Gıda’nın aylık artış oranlarının ortalaması Şevvalde en yüksek ve Ramazanda ikinci en yüksekti, ancak sadece Şevvaldeki artış oranının diğer aylardan yüksekliği anlamlıydı. Diğer taraftan, TÜFE-Giyim’in hem Şevvaldeki hem de Ramazandaki artış oranı diğer aylardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha düşüktü. TÜFE-Gıda ile dana eti, koyun eti, otobüs bileti ve süt fiyatlarının ortalama aylık artış oranları bu üç ayda diğer aylardaki artış oranlarından anlamlı düzeyde daha yüksek bulundu.

Çalışma ortaya koydu ki tüketici fiyatları genelinin (TÜFE) en yüksek ortalama artış gösterdiği Hicri ay Ramazan olsa da bu aydaki artışın diğer aylardaki ortalama artışlardan farkı istatistiksel olarak anlamlı değildir. Bununa birlikte incelenen ürünlerden üçünün (dana eti, koyun eti, süt) fiyatı Ramazan ayında diğer aylarda olduğundan anlamlı olarak daha fazla artıyor. Diğer taraftan TÜFE-Giyim’in Ramazan ayındaki ortalama artış oranı da diğer aylarda olduğundan anlamlı düzeyde daha düşük, ya da başka bir ifadeyle düşüş oranı diğer aylarda olduğundan daha yüksektir.

Ramazan ayından önceki ve sonraki aylarda, yani Şaban ve Şevvalde başka bazı ürünlerin fiyatlarının anlamlı düzeyde yüksek olması da Ramazan etkisinin bir sonucu olabilir. Daha da kayda değer olanı, bu üç ayın toplamında daha fazla ürünün aylık ortalama fiyat artış oranının diğer ayların ortalamasından anlamlı düzeyde farklı olmasıdır. Dahası, bunların anlamlılık düzeyi bu ayların bireysel olarak diğer ay ortalamalarından farklarının anlamlılık düzeyinden çok daha yüksektir ve bu durum Ramazan etkisinin üç aya yayılmış olabileceğini ima etmektedir. Bu tespitlerin göz önünde bulundurulması enflasyon tahmin modelleri ve benzeri iktisadi tahmin yöntemlerinin kalitesinin artırılmasına katkı sağlayabilir.


[

Ömer Toprak
+ diğer makaleler

A.Ömer Toprak 1992 yılında ODTÜ İstatistik bölümünde lisansını, 1996 yılında aynı bölümde yüksek lisansını tamamlamıştır. Uzun yıllar kamuda değişik kurum ve kademelerde çalışmış, Türkiye İstatistik Kurumu ve ÖSYM de üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. 2019 yılında Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İngilizce İktisat anabilim dalında doktorasını tamamlamış olan Dr.Toprak 2020 Ekim ayından itibaren THKÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.


  1. Ayrıntılı bilgi için bkz. Eyerci, C., Toprak, A., Ö., and Demir, Ö., (2021). “Ramadan effect on prices and production: Case of Turkey”,STATISTIKA: Statistics and Economy Journal, 101(2), 159-186.