OLAYLARDAN DERSLER: ANAYASANIN SEÇİMLERİN GERİYE BIRAKILMASINA (ERTELENMESİNE) İLİŞKİN HÜKÜMLERİ YETERLİ MİDİR?

M. Emin Zararsız –

Ülkemiz maalesef 6 Şubat 2023 Pazartesi sabahına büyük bir felaketle uyandı: Pazarcık/Kahramanmaraş merkezli saat 04.17’de M7,8 büyüklüğünde meydana gelen bir deprem. Henüz bu depremin nereleri ne kadar ve nasıl etkilediğini anlayamadan bu sefer aynı gün 13.24’de Elbistan/Kahramanmaraş merkezli M7,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Her iki deprem ülkenin çok büyük bir kısmında hissedilmesine rağmen özellikle Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş başta olmak üzere Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde yıkıcı etkisini gösterdi.

Bu yazının kaleme alındığı 24 Şubat 2023 tarihi itibarıyla bu depremlerde ölenlerin sayısı resmî açıklamalara göre 43.556’dır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen hasar tespit çalışmalarına ilişkin olarak “Toplam 4 milyon 511 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 250 bin bina, 11 ilimizde eş zamanlı incelenmiştir. 520 bin bağımsız bölümden oluşan 164 bin 321 binamız yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildi.” dedi.[1]

Son 100 yılda meydana gelen depremler içinde 1939 Erzincan depreminden (M7,9) sonra en yüksek büyüklüğe sahip bu iki depremde vefat edenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara şifa, tüm ülkemize ise sabır ve metanet temenni ediyorum.

8 Şubat 2023 tarihli ve 32098 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan[2] ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Cumhurbaşkanı Kararı ile yukarıda sayılan 10 ilde Cumhurbaşkanı tarafından Anayasanın 119 uncu maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 3 üncü maddesine dayanılarak 8/2/2023 Çarşamba günü saat 01.00’dan itibaren üç ay süre ile olağanüstü hâl ilan edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi söz konusu Cumhurbaşkanı Kararını 9/2/2023 tarihli ve 1354 sayılı Karar ile onaylamış ve bu Karar Resmî Gazetede yayınlanmıştır.[3] [4]

Daha sonra Anayasanın 119/6 maddesinde yer alan “Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.” hükmü kapsamında olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnameleri (OH-CBK) çıkarılmaya başlanmıştır.[5]

Ana konumuza girmeden önce bazı genel bilgilere bir göz atmakta, ana konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından yarar bulunmaktadır.

Depremden doğrudan etkilenen 10 ilin yüzölçümü Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü verilerine göre[6] 99.362 km2 (toplam yüzölçümümüz 780.043 km2) ve ülkenin yüzde 12,7’sini kaplamaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre[7] 2022 sonu itibarıyla 85.279.553 olan toplam nüfusumuzun yüzde 15,7’sine tekabül eden 13.421.699 kişi bu 10 ilimizde yaşamaktadır.

Son genel bilgiyi de seçmen sayılarıyla ilgili olarak verdikten sonra ana konumuza dönelim. TÜİK ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK)[8] verilerine göre son genel seçim olan 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimi ve Cumhurbaşkanlığı Seçimine göre toplam kayıtlı seçmen sayısı 59.367.469 kişi olup toplam kayıtlı seçmenin yüzde 13,4’ünü oluşturan 8.001.113 seçmen deprem bölgesindeki 10 ilde kayıtlıdır. Bu 10 ilin milletvekili sayısı ise 91’dir.

Yukarıdaki tüm verileri aşağıdaki şekilde tek tabloda toplayalım.

  Deprem

Bölgesi İlleri

Yüzölçümü

(km2)

Nüfusu

(2022 Sonu İtibarıyla)

Kayıtlı Seçmen

Sayısı

(24/06/2018)

Milletvekili

Sayısı

 
1 Hatay 5.524 1.686.043 1.041.076 11  
2 Adıyaman 7.337 635.169 399.281 5  
3 Kahramanmaraş 14.520 1.177.436 738.677 8  
4 Adana 13.844 2.274.106 1.524.922 15  
5 Diyarbakır 15.101 1.804.880 1.023.389 12  
6 Gaziantep 6.803 2.154.051 1.214.503 14  
7 Kilis 1.412 147.919 85.616 2  
8 Malatya 12.259 812.580 555.349 6  
9 Osmaniye 3.320 559.405 357.485 4  
10 Şanlıurfa 19.242 2.170.110 1.060.815 14  
  TOPLAM 99.362 11.904.259 8.001.113 91  
11 Elazığ 9.383 591.497 411.019 5  
  TOPLAM 108.745 12.495.756 8.412.132 96  
  TÜRKİYE 780.043 85.279.553 59.367.469 600  
NOT: Nüfus ve seçmen verilerine yabancılar dâhil değildir.

Kaynaklar:

https://www.harita.gov.tr/il-ve-ilce-yuzolcumleri

https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr

https://biruni.tuik.gov.tr/secimdagitimapp/secim.zul

https://www.ysk.gov.tr/tr/24-haziran-2018-secimleri/77536

Bu genel bilgilerden sonra şimdi ana konumuza dönebiliriz.

Deprem felaketinden sonra ilk olarak iktidar çevrelerine yakın kişiler tarafından 2023 seçimlerin ertelenmesi gerektiği dile getirilmeye başlandı. Sayın Bülent ARINÇ ise 13 Şubat 2023 tarihinde twitter hesabından[9] “Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” ifadesiyle paylaştığı “Büyük Milletimizin Başı Sağolsun!” başlıklı iki sayfalık metni ile “ülke(nin) bir an evvel seçim stresinden” kurtarılması gerektiğini, “ne mayısta ne haziranda seçim(lerin)” olmayacağını, olamayacağını, “seçimlerin ivedilikle ertelenmesi lazım” geldiğini, bunun “bir tercih değil zaruret” olduğunu, “anayasalar(ın) kutsal metinler” olmadığını, ayrıca “anayasanın 79. maddesi seçimle ilgili YSK’yı görevlendirmiştir. 7062 Sayılı Yüksek Seçim Kurulu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’unun 6. maddesine göre YSK toplanarak mevcut durum karşısında seçimlerin 2023 Mayıs veya Haziran aylarında yapılmasının mümkün olmadığına karar verebilir ve bu kararı gereği yapılmak üzere yasama organına” bildirebileceğini, sonuç itibarıyla “ne olursa olsun bu zaruret hali dolayısıyla seçimler(in) bir defaya mahsus olmak üzere tehir” edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Sayın Bülent ARINÇ’ın bu paylaşımından sonra adeta ortalık toz dumana karışmıştır. Hemen tüm muhalefet partileri iktidar partisinin doğrudan açıklama yapmaya cesaret edemediğini, Sayın ARINÇ üzerinden yoklama yaptığını, seçimlerin kesinlikle ertelenemeyeceğini, Anayasanın zaten buna cevaz vermediğini, Anayasa gereği seçimlerin sadece ve sadece savaş hâlinde ertelenebileceğini ve seçimlerin zamanında yapılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca Anayasa hukuku öğretim üyeleri/uzmanları da konu ile ilgili değerlendirmelerini paylaşmaya başlamışlardır.[10] Ayrıca Sayın Bülent ARINÇ Gürkan ZENGİN ile Ankara Masası TV kanalında konuyla ilgili özel bir röportaj yaparak düşüncelerini ve önerilerini sesli olarak da dile getirmiştir.[11]

Öncelikle ifade edelim ki, Anayasanın “Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler” başlıklı 78 inci maddesinin birinci fıkrasında herhangi bir değişiklik yapılmaksızın savaş sebebi dışında seçimlerin herhangi bir sebebe dayanılarak ertelenebilmesi mümkün değildir. Hüküm aşağıdaki gibidir:

  1. Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler

Madde 78– Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.

Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.

Üstelik hükümden de görüleceği üzere “savaş” tek başına seçimlerin geriye bırakılması (erteleme) için yeterli olmayıp ancak “seçimlerin yapılmasına imkân” olmayan savaş sebebiyle seçimler geriye bırakılabilir.

Sayın Bülent ARINÇ’ın açıklamaları sonrası alevlenen seçimlerin “geriye bırakılması” (ertelenmesi) konusunu ikili ayırım içinde değerlendirmek gerekmektedir. Birinci ayırıma göre 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sebebiyle 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimi ile Cumhurbaşkanlığı Seçimi ertelenebilir mi? İkinci ayırıma göre ise bu gibi felaket hâllerinde seçimler ertelenmeli mi?

Birinci soruya verilecek cevap, yukarıda da ifade edildiği gibi, Anayasanın 78 inci maddesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı sürece, 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimi ile Cumhurbaşkanlığı Seçiminin geriye bırakılması (ertelenmesi) mümkün değildir. Hatta ne TBMM kararı veya kanun ile, ne de fonksiyon gaspı oluşturacak şekilde olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (OH-CBK) ile ve ne de Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçimler ertelenebilir. Ayrıca belirtelim ki ne Anayasanın 79 uncu maddesi ne de 30/11/2017 tarihli ve 7062 sayılı Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Yüksek Seçim Kuruluna böyle bir yetki vermektedir.

İkinci soruya cevap vermeden önce yine sıkıcı olacağını bilmemize rağmen mevzuatımızdaki bazı hükümleri verdikten sonra bir senaryo yazalım ve bundan sonra soruya cevap verelim.

Bir an için 6 Şubat 2023 Pazartesi gününün 5 Şubat 2023 Pazar günü gibi sıradan bir gün olduğunu varsayalım.

Sayın Cumhurbaşkanı ilk olarak 22 Ocak 2023 tarihinde yaptığı bir konuşmasında ve sonraki açıklamalarında seçimlerin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılamasına karar verdiğini açıklamıştı. Ancak bu konuda henüz bir karar alınmamıştı.

Anayasanın 116 ncı maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerin yenilenmesine ancak üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla (360) karar verebilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrası gereği Cumhurbaşkanı da seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Gerek TBMM’nin gerekse Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde ise hem Milletvekili Genel Seçimi hem de Cumhurbaşkanlığı Seçimi birlikte yapılacaktır. Cumhur İttifakının (AK Parti ve MHP) TBMM’deki üye sayısı ise hükümde öngörülen çoğunluğa yetmemektedir.

10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren beş yılın dolmasından önceki son Pazar günü oy verilir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.” Aynı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “Yenileme kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilmişse Meclis, seçimin yapılacağı tarihi de belirler. Yenileme kararının Cumhurbaşkanınca verilmesi halinde, bu kararın verildiği günden sonra gelen doksanıncı günü takip eden ilk Pazar günü oy verilir.

9/1/2012 tarihli ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarına göre “(3) Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev sürelerinin dolmasından önceki son Pazar günü oy verme günüdür. Görev süresi, birlikte yapılan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.” “(4) Seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde bu karar kırksekiz saat içinde Resmî Gazete’de yayımlanarak ilân olunur. Bu kararın verildiği günden sonra gelen altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Cumhurbaşkanı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi birlikte yapılır.

Bu hükümler karşısında Sayın Cumhurbaşkanının mesela 10 Mart 2023 tarihinde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini ve bu kararın da usulüne uygun şekilde yayınlandığını varsayalım. Bu durumda yukarıdaki hükümler çerçevesinde 14 Mayıs 2023 Pazar günü hem Milletvekili Genel Seçimi hem de Cumhurbaşkanlığı Seçimi birlikte yapılacaktır.

13 Mayıs 2023 Cumartesi günü belirlenmiş oy verme yerlerine sandıklar konulmuş, oy pusulaları, mühürler ve seçmen listeleri güvenlik altına alınmış, sandık kurulları belirlenmiş, seçimlerin yapılabilmesi için her türlü hazırlık tamamlanmış; sabah kalktığımızda ise sandık kurulları görevinin başına gelecek ve oy verme işlemleri başlayacaktır.

Yukarıdaki girizgâhtan sonra şimdi ikinci soruya cevap verebilmek için bir soru soralım: Seçimlerin yapılacağı 14 Mayıs 2023 tarihinde sabah 04.17’de 6 Şubat felaketinin gerçekleştiğini düşünelim. Bu durumda seçimler yapılabilecek mi? Oy sandıklarının kurulduğu binalar da dâhil binalar çökmüş; sandık kurullarını oluşturan insanlar da dâhil insanların önemli bir kısmı enkaz altında ve ölü mü sağ mı olduğu bilinmiyor; bölge illerinin milletvekili adaylarının tamamı veya bir kısmı enkaz altında, ölü mü sağ mı olduğu bilinmiyor; oy pusulaları, mühürler ve seçmen listeleri enkaz altında; deprem bölgesi dışındaki 70 ilden yüzbinlerce insan yardım amacıyla deprem bölgesine hareket etmeye başlamış. … Hülasa böyle bir durumda seçimler yapılabilecek mi? Kim/ler seçimi, oy vermeyi düşünecek? Bu durumda yapılması gereken nedir? Derhal TBMM toplanacak ve seçimleri ertelemek için bir karar alacak. Ancak Anayasanın seçimlerin ertelenmesine ilişkin hükmüne baktığımızda ise TBMM’nin böyle bir yetkisi bulunmamaktadır.

Evet, yazının başlığına “Olaylardan Dersler” başlığını koymamızın nedeni 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrasında seçimlerin yakın tarihte yapılacak olması nedeniyle başlayan tartışmalar Anayasada bir boşluk olduğunu ortaya çıkarmıştır. Seçimlere mesela iki yıl kala böyle bir felaket yaşamış olsaydık muhtemelen böyle bir tartışma yaşamayacak ve yine muhtemelen böyle bir boşluğun farkına varamayacaktık.

Yukarıda açıklanan nedenlerle “bu gibi felaket hâllerinde seçimler ertelenmeli mi” sorusuna verilecek cevap gayet açıktır. Evet, bu gibi afet hâllerinde de seçimlerin yapılabilmesi imkânsız hâle gelmişse ertelenebilmelidir. Ancak demokratik bir hukuk devletine yaraşır bir şekilde bu erteleme gerçekleştirilmelidir. Yani Anayasanın 78 inci maddesi bu gibi sebepleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Bu vesile ile yine bu felaketin ortaya çıkardığı ve bazılarını aşağıya aldığım çok sayıda soru cevapsız kalmaktadır. Bu soruların da cevaplandırılabildiği bir yeni düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.

Mevcut hükümlerin hiç birinde seçimlerin kısmi ertelenmesine yetki veren bir düzenleme bulunmamaktadır. Mesela yakın geçmişte yaşadığımız Elazığ ve Van depremleri gibi sadece bir il sınırları içinde belirli bir bölgeyi etkileyecek şekilde yaşanan depremler nedeniyle tüm ülkede seçimlerin ertelenmesine gerek var mı? Aynı sorunun bir başka versiyonu olarak hangi büyüklükte bir depremde veya ne kadar bir alanı etkileyen bir depremde ertelemeye gidilmelidir?

Seçimlere mesela 4-5 aydan daha fazla süre varken meydana gelen depremler nedeniyle seçimler ertelenmeli mi?

TBMM ertelemeyi bir kanunla mı yapmalı, yoksa TBMM kararı ile mi yapmalı?

Olağanüstü hâlin ilan edildiği durumlarda Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (OH-CBK) ile seçimlerin ertelenmesi mümkün olmalı mı?

Seçimlerin baştan sona yönetimini yürüten Yüksek Seçim Kurulu da erteleme kararı almaya yetkili olmalı mı?

Erteleme kararı Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olmalı mı?

Kötü uygulamaları, düzenlemeleri, yönetimi sonucunda olağanüstü hâl ilanını gerektiren durumu meydana getiren ve olağanüstü hâl ilan eden bir yönetim, bu dönemde seçimleri erteleyebilmeli mi?

Bu vesile ile birkaç hususa da birer hatırlatma olarak temas edip yazıyı sonlandıralım.

Bu topraklarda ilk milletvekili (mebus) seçimleri 1877 yılında gerçekleştirilmiştir. Daha sonra 1908, 1912, 1914 ve 1919 yıllarında seçimler yapılmıştır. Bilindiği üzere Osmanlı İmparatorluğu 1911 yılından 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı sona erinceye kadar savaş hâlinde idi. Dolayısıyla son üç seçim aynı zamanda savaş yapılıyorken gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Birinci Dünya Savaşından sonra Anadolu toprakları galip devletler tarafından işgal edilmeye başlanmış, buna karşılık İstiklal (Kurtuluş) Savaşı başlatılmıştır. 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Büyük Millet Meclisinin (BMM) toplanması kararı alınmış, BMM’nin ise İstanbul Meclis-i Mebusan mebuslarından gelebilenler ile illerden seçilecek mebuslardan oluşması kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla savaş devam ediyorken 1920 yılının Mart ve Nisan aylarında seçim yapılmış ve BMM 23 Nisan 1920 tarihinde toplanmış, İstiklal (Kurtuluş) Savaşını yönetmiştir.

1921 Anayasasında seçimlerin ertelenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmuyorken, 1924 Anayasasının 13 üncü maddesinde “Yeni seçim yapılmasına imkan görülmezse, toplanma dönemi bir yıl daha uzatılabilir.” hükmü yer alıyordu. 1961 Anayasasında ise (m. 73) “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimler kanunla bir yıl geriye bırakılabilir.” hükmü yer almakta idi. Görüldüğü üzere bir ibare dışında 1961 Anayasasının hükmü yürürlükteki 1982 Anayasasının 78 inci maddesindeki hükme çok benzemektedir. Bu ibare ise seçim ertelemesinin kanunla yapılacağı hususunun açıkça hükümde yer almasıdır.

1982 Anayasasının hazırlanması için oluşturulan komisyonda hazırlanan Anayasa Tasarısında hüküm şu şekilde düzenlenmişti: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş, sıkıyönetim veya olağanüstü haller sebebiyle, yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. / Cumhurbaşkanı da aynı sebeplerle seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisinden isteyebilir.” Turhan GÜVEN’in mesela hükümetin kötü idaresi sonucunda ekonomik kriz çıkması durumunda buna dayanarak olağanüstü hâl ilan etmesi hâlinde bir yıl daha aynı hükümetin işbaşında kalmasına imkân verilmiş olacaktır ve benzeri yönündeki diğer itirazları üzerine madde bugünkü şeklini almıştır.

Nihayet 18 Haziran 2023 (veya Sayın Cumhurbaşkanı karar alırsa 14 Mayıs 2023) tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimi ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi için deprem bölgesindeki 10 il için Yüksek Seçim Kurulu tarafından alınması gerekli sıkıntılı kararlar bulunmaktadır. Bilindiği üzere bu illerden çok sayıda (yaklaşık 2 milyon olduğu söylenmekte) insan çoğunluğu Ankara ve Mersin olmak üzere bölge dışı illere gitmişlerdir/göç etmişlerdir. Dolayısıyla bu illerde çok ciddi sayıda nüfus azalması gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu gidenlerin sürekli mi gittiği, geçici olarak mı gittiği henüz belli değildir. Önümüzdeki birkaç ay içinde gidenlerin dönmesi şeklinde de yeni gidenler olması şeklinde de gelişmeler yaşanması kuvvetle muhtemeldir. İllerin milletvekili sayısı ise her sene bir önceki sene sonu itibarıyla Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre TÜİK tarafından açıklanan nüfus bilgilerine göre YSK tarafından belirlenmektedir. Şimdi bu illerin milletvekili sayısı neye göre hesaplanacaktır? Bölge illeri dışına taşınan/göç eden seçmenler hangi ilin seçmeni sayılacaktır? Oylarını hangi ilde kullanacaklardır? Kullandıkları oylar hangi il için geçerli sayılacaktır?

Sonuç olarak, mevcut hükümlere göre sadece seçimlerin yapılmasına imkân vermeyen savaş sebebiyle seçimler ertelenebilir. Erteleme ise ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alınacak bir kararla gerçekleştirilebilir. Bu kararın kanun şeklinde mi yoksa TBMM kararı şeklinde mi ortaya çıkması gerektiği tartışmalı bir konudur. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri ve benzer sebeplerle seçimlerin ertelenmesi mümkün değildir. Ancak seçimlerin yapılmasına imkân vermeyecek bu gibi tabiî afet hallerinde de seçimlerin ertelenmesine yetki veren bir düzenleme yapılmalıdır. Bu düzenleme ise çok net olmalı ve kötüye kullanıma imkân vermemelidir.

[1] https://www.csb.gov.tr/bakan-kurum-520-bin-bagimsiz-bolumden-olusan-164-bin-321-bina-yikik-acil-yikilacak-ve-agir-hasarli-bakanlik-faaliyetleri-38447

[2] https://www.resmigazete.gov.tr/08.02.2023

[3] https://www.resmigazete.gov.tr/10.02.2023

[4] Olağanüstü hâl ilan edilmesi durumu iki yönlü tartışmaya yol açtı. Birincisi neden depremin olduğu gün değil de iki gün sonra gecikmeli olarak olağanüstü hâl ilan edildi şeklinde bir tartışma yaşandı. İkincisi ise biraz da 15 Temmuz 2016 Darbe Teşebbüsünden sonra ilan edilen olağanüstü hâlde çıkarılan olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde (OH-CBK) olağanüstü hâl ile ilgisi olmayan düzenlemelerin yapılmış olması ve bu kararnamelerin Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olmaması (Any. m. 148/1) nedeniyle duyulan endişeler dile getirildi. Ayrıca 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ile 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümlerinin bu gibi durumlarda yapılması gerekenleri yapma konusunda valilere ve kaymakamlara olağanüstü yetkiler verdiği, bu yetkilerle bu sürecin yönetilebileceği düşüncesi ile de olağanüstü hâl ilanına gerek olmadığı yönünde düşünceler ileri sürüldü. Mesela Ergin CİNMEN, Levent KORKUT ve Serap YAZICI ile “Tartışma – OHAL İlanı: Gerekli miydi, sonuçları ne olur?” konulu söyleşi için bkz. https://serbestiyet.com/serbestiyet-in-english/tartisma-ohal-ilani-gerekli-miydi-sonuclari-ne-olur-118165/; Serap YAZICI, “6 Şubat depremi ve olağanüstü hal ilanı”, https://www.politikyol.com/6-subat-depremi-ve-olaganustu-hal-ilani/; Levent KÖKER, “Deprem, enkaz, hukuk ve seçimler”, https://artigercek.com/makale/deprem-enkaz-hukuk-ve-secimler-238983. Ayrıca olağanüstü hâl ilanı için gerekli şartlar ve hukuki sonuçları konusunda bir değerlendirme için bkz. Abdurrahman EREN, “Tabii Afet Sebebiyle Olağanüstü Hal İlanının Koşulları ve Hukuki Sonuçları”, http://www.kanuniesasi.com/2023/02/11/tabi-afet-sebebiyle-olaganustu-hal-ilaninin-kosullari-ve-hukuki-sonuclari/

[5] Olağanüstü hâlin ilanından sonra Anayasanın 119/6 maddesi hükmü kapsamında yargı alanında alınan tedbirlere ilişkin 120 numaralı Kararname (https://www.resmigazete.gov.tr/fihrist?tarih=2023-02-11&mukerrer=1), sağlık alanında alınan tedbirlere ilişkin 121 numaralı Kararname (https://www.resmigazete.gov.tr/13.02.2023), kamu personeline ilişkin alınan tedbirlere dair 122 numaralı Kararname (https://www.resmigazete.gov.tr/15.02.2023), bankalar ve konsolide denetime tabi kuruluşlarca yapılacak bağış ve yardımlara ilişkin 124 numaralı Kararname (https://www.resmigazete.gov.tr/17.02.2023), çalışma ve sosyal güvenlik alanına ilişkin alınan tedbirlere dair 125 numaralı Kararname (https://www.resmigazete.gov.tr/22.02.2023), yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin 126 numaralı Kararname (https://www.resmigazete.gov.tr/24.02.2023) olmak üzere 6 adet Olağanüstü Hâl Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (OH-CBK) çıkarılmıştır.

[6] https://www.harita.gov.tr/il-ve-ilce-yuzolcumleri

[7] https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr

[8] TÜİK için https://biruni.tuik.gov.tr/secimdagitimapp/secim.zul; YSK için https://www.ysk.gov.tr/tr/24-haziran-2018-secimleri/77536

[9] https://twitter.com/bulent_arinc/status/1625178179689230339

[10] Ergun ÖZBUDUN’un değerlendirmeleri için bkz. https://www.perspektif.online/secimlerin-ertelenmesi-tartismalari/;

Levent KÖKER’in görüşleri için bkz. https://artigercek.com/makale/deprem-enkaz-hukuk-ve-secimler-238983

Fazıl Hüsnü ERDEM’in değerlendirmeleri için bkz. https://serbestiyet.com/ozel-haber/tartisma-secimler-ertelenebilir-mi-2-fazil-husnu-erdem-anayasa-degisikligine-gitmek-dogru-olmayacaktir-118811/;

Serap YAZICI’nın değerlendirmeleri için bkz. https://www.politikyol.com/deprem-olaganustu-hal-ve-secimler/ ve https://www.politikyol.com/yuksek-secim-kurulu-secimleri-fiilen-geciktirebilir-mi/

Vahap COŞKUN’un değerlendirmeleri için bkz. https://serbestiyet.com/featured/tartisma-secimler-ertelenebilir-mi-1-vahap-coskun-turkiye-demokrasisi-uzerinde-telafisi-zor-bir-hasar-yaratir-118748/;

Tolga ŞİRİN’in değerlendirmeleri için bkz. https://t24.com.tr/yazarlar/tolga-sirin/deprem-ve-bilgi-kirliligi-sikiyonetim-seferberlik-ohal,38604; https://t24.com.tr/yazarlar/tolga-sirin/ohal-nedeniyle-secimler-ertelenebilir-mi,38694; https://t24.com.tr/yazarlar/tolga-sirin/secimlerin-ertelenmesi-ve-sine-i-millete-donme-olasiligi,38722;

Mehmet GÜN’ün değerlendirmeleri için bkz. https://yetkinreport.com/2023/02/13/secim-18-hazirandan-once-veya-sonra-yapilamaz/; https://yetkinreport.com/2023/02/20/arincin-onerisi-demokrasi-tabutuna-son-civi-girisimi/;

Seçimlerin zamanında nasıl yapılabileceğine ilişkin somut öneriler içeren A. Naci KORU’nun önerileri için bkz. https://yetkinreport.com/2023/02/16/ysk-isterse-depremzedeler-gittikleri-yerlerde-oy-verebilir/; https://yetkinreport.com/2023/02/24/depremzedelerin-oy-kullanabilmesi-icin-yapilabilecekler/

[11] https://www.youtube.com/watch?v=DPfgFRMrHSM

+ diğer makaleler