• reeskont
    Mükerrer iskonto. İskonto edilmiş bir senedin yeniden iskonto ettirilmesi. Bir bankaya iskonto ettirilmiş olan bir ticari senedin bu banka tarafından başka bir bankaya tekrar iskonto ettirilmesi işlemi. Bankaların portföylerinde bulunan daha önce iskonto etmiş oldukları senetleri Merkez Bankası’na kırdırmak suretiyle söz konusu bankadan sağladıkları krediye reeskont kredisi; reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranına da reeskont oranı denir. Bu oran merkez bankalarının ekonominin yönlendirilmesinde, kredi hacminin genişletilip daraltılmasında kullandıkları politika araçlarından birisidir.
  • reeskont kredisi
    bkz. reeskont.
  • reeskont oranı
    bkz. reeskont.
  • refah
    Gönenç. Nesnel ve öznel şartları bakımından tek tek kişilerin veya birlikte yaşayan bir topluluğun, barınma, beslenme, sağlık, eğitim ve güvenlik başta olmak üzere, başlıca ihtiyaç ve isteklerini iyi düzeyde karşılayabilme durumu.
  • refah devleti
    Bütün vatandaşlarına en azından asgari yaşam standardının gereklerini temin etmeye ve fırsat eşitliğini korumaya yönelik ciddi sorumluluklar yüklenen, tam istihdamın sağlanması; kamu harcamalarının eğitim, sağlık, konut, çevrenin korunması, işsiz ve kimsesizlere yardım, altyapı yapımı.. gibi yatırım alanlarına kaydırılması için bilinçli politikalar üreten ve uygulayan devlet. II. Dünya Savaşından sonra özellikle Batı Avrupa’da ve gelişmekte olan ülkelerde yaygın uygulama alanı bulmuş olan refah devleti anlayışı devleti aşırı büyüterek özel sektörün yatırım imkânlarını daraltması, verimliliği düşürmesi ve sürdürülemez kamu açıklarına yol açması gibi sorunlar yüzünden 20. yüzyılın sonlarında gözden düşmüştür.
  • refah iktisadı
    Refah ekonomisi. İktisat politikalarının toplum refahı üzerindeki muhtemel etkilerini inceleyen ve toplumsal refahın artırılmasının yol ve yöntemlerini araştıran iktisat dalı.
  • refah ölçütleri
    Sosyal refah kriterleri. Bir iktisat politikasının uygulanmasının sonuçta toplumsal refahı artırıp artırmadığının nasıl anlaşılabileceğine ilişkin olarak geliştirilmiş olan ölçütler. Belli başlı refah kriterleri şunlardır: 1. Pareto optimumu: Hiç kimsenin refah düzeyini azaltmadan belirli bir kesimin refahının artırılabilmesi, toplumsal refahın artması anlamına gelir. 2. Kaldor-Hicks kriteri: Bir politikanın sonucundan olumlu etkilenenler, zarar görenlerin zararını telafi ettikten sonra hâlâ ortada pozitif bir fark varsa, toplumsal refah artmış demektir. 3. Gelir dağılımı kriteri: Bir politika sonuçta daha eşit bir gelir dağılımı sağlıyorsa, refah artmış demektir.
  • referandum
  • referans çerçevesi
    Birey ya da grubun bilgi, deneyim ve kavrayışını içinde oluşturduğu ölçüt, standart ve kavram kümesi.
  • referans grubu
    Bireyin içinde yer almamasına ve kolay kolay da içinde yer almasının mümkün olmadığını bilmesine rağmen, hem değer yargıları, hem de davranışları bakımından etkisi altında bulunduğu, kendine örnek aldığı grup. bkz. taklit.
  • reflasyon
    Eski fiyat düzeyine erişebilmek amacıyla dolaşımdaki para miktarının denetlenmesi. bkz. enflasyon, deflasyon, stagflasyon.
  • reform
    Islahat. Yeniden biçimlendirme. Bir sistem, kurum veya yapının zor ve tehdit edici yöntemlere başvurmadan, uzlaşmacı usullerle değiştirilip daha iyi, daha arzulanır bir şekle büründürülmesi eylemi. Baskıyla değil ikna yoluyla, tümden değil parça parça, değişimin kurallarını zorlamadan evrimsel bir biçimde iyileştirmeyi amaçlayan hareket. bkz. devrim.
  • regresyon analizi
    Yordama. Açıklanmak istenen bir değişken ile açıklayıcı nitelikteki bir veya daha çok sayıdaki değişken arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için kullanılan istatistik teknikleri.
  • regülasyon
    Piyasaya ilişkin düzenlemeler. Başta sosyal adaleti ve piyasada istikrarı sağlamak olmak üzere, çeşitli amaçlarla devlet tarafından iktisadi faaliyetleri kontrol etme ve denetlemeye yönelik olarak konan kurallar, kısıtlamalar ve yasal düzenlemeler bütünü. bkz. deregülasyon
  • rekabet
    Aynı alanda faaliyet gösteren rakipler arasında, kazancı maksimize etmek amacıyla yapılan yarışma. Seçimlerde daha başarılı olarak iktidara gelmek, parlamentodaki etkinliğini artırmak gibi amaçlarla siyasi partiler arasında yapılan yarışa siyasi rekabet; verimliliği ve kaliteyi yükselterek, fiyatı düşürüp satış hacmini ve kazancı artırmak amacıyla firmalar arasındaki, ve belirli bir bölgedeki veya dünyadaki kaynaklar üzerinde kontrol gücünü artırmaya yönelik devletler arasındaki rekabete de ekonomik rekabet denir.
  • renk körlüğü
    İnsanlar tarafından genellikle kolayca ayırt edilebilir iki ya da daha fazla rengin birbirlerinden ayırt edilememesi, yahut bir rengin başka bir renk olarak algılanması şeklinde ortaya çıkan görme kusuru.
  • resmi dil
    Farklı etnik unsurlardan meydan geldiği için yerel olarak birden fazla dilin konuşulduğu toplumlarda devlet işlerinin takip edildiği, resmi yazışmaların yapıldığı dil.
  • retorik
    1. Belâgat. Güzel, etkili ve çarpıcı konuşma ve yazma. Sözcüklerin etkili biçimde kullanıldığı edebi yazı veya konuşma. 2. Çoğunlukla samimiyetsizlik ve abartı ima eder biçimde, gösterişli ya da süslenmiş kelimelerden oluşan ifade.
  • revalüasyon
    Paranın değerlenmesi. Bir ülke parasının altın veya yabancı ülke paraları karşısındaki değerinin, kamu otoritesi tarafından yeniden ayarlanarak yükseltilmesi. bkz. devalüasyon.
  • riba
    bkz. faiz.