• taban fiyat
    En düşük fiyat. Devletin veya kamu otoritesi adına yetkili bir kuruluşun, bir malın piyasa fiyatının belirli bir düzeyin altına düşmesini önlemek ve bu yolla üreticiyi desteklemek amacıyla belirlediği minimum fiyat.
  • tabiat
    bkz. doğa.
  • tabiatçılık
    bkz. doğacılık.
  • tabii
    bkz. doğal.
  • tabii seleksiyon
  • tabu
    1. Yasal ve hukuki düzenlemelere konu edilmeyecek denli toplumsal davranışlara nüfuz etmiş yasak. Kutsal veya sorgulanamaz kabul edilen nesne, yasa, kişi veya geleneklere dokunulmasını, eleştirilip sorgulanmasını yasaklayan inanç. 2. Çiğnenmesi durumunda çiğneyenin doğaüstü güçler tarafından cezalandırılacağına inanılan yasak.
  • tabula rasa
    Boş levha, içinde bir şey yazılı ya da yüklü olmayan boş tabela. Deneyimden önce herhangi bir bilgiye sahip olmayan, boş zihin. İnsan zihninin doğuştan belirli kategorilerle yüklü mü, yoksa tabula rasa mı olduğu felsefenin önemli tartışma konularından biridir.
  • tacir
    Ticaretle uğraşan, kâr elde etmek amacıyla kendi adına alış-veriş yapan gerçek ya da tüzel kişi. Ticari hayatta en sık kullanılan terimlerden birisi olan tüccar, tacirin çoğuludur.
  • tahıl yasaları
    19. yüzyılda İngiltere'de uygulanmış olan, çiftçileri korumak amacıyla tarımsal ürün ticareti üzerinde yüksek tarife duvarları ören ve Ricardo'nun ticaret sınırlamalarına karşı giriştiği etkili serbest ticaret mücadelesinin de etkisiyle sonradan yürürlükten kaldırılmış olan yasalar.
  • tahkimname
    Devletler arası uyuşmazlıkların hakemliğe havalesi ve hakemlikte takip edilecek hukuk kuralları ve prensipler hakkında, uyuşmazlığın doğumundan önce veya sonra söz konusu uyuşmazlığı halletmek isteyen devletlerin ortak rızasını gösteren antlaşma.
  • tahlil
  • tahmin edilebilirlik determinizmi
    Belirli olayların mantıksal düşünce sonucu tahmin edilebilir olduğunu savunma. bkz. determinizm, düzenlilik determinizmi.
  • tahrik
  • tahsis etkinliği
    Dağılımsal etkinlik. 1. Faktör piyasasında, bir faktörün, farklı kullanımlarda ortaya çıkacak olan ürünün değerini eşitleyecek biçimde kullanılması 2. Bir ekonomide kaynak ve üretim faktörlerinin yeniden tahsisi yoluyla refah düzeyinin artırılmasının mümkün olmadığı, kaynakların efektif talebi karşılayacak biçimde tahsis edilmesiyle ortaya çıkan etkinlik. bkz. ekonomik etkinlik, teknik etkinlik.
  • tahsis etkinsizliği
    Kaynakların yeniden tahsisi ile daha yüksek bir üretim ve refah düzeyine ulaşma imkanı olan kaynak dağılımı durumu. bkz. ekonomik etkinlik, teknik etkinlik.
  • tahvil
    Anonim şirketlerin, devlet veya kamu kuruluşlarının ödünç para bulabilmek için nominal değerleri eşit olmak üzere çıkardıkları nama ya da hamiline yazılı olabilen, geri ödeme süresi genellikle bir yıldan uzun olan borç senetleri. Orta ve uzun vadeli borçlanma senedi.
  • takas
    1. Trampa. Bir mal veya hizmetin para aracılığı olmaksızın başka bir mal veya hizmet ile değiştirilmesi. Değiş-tokuş. 2. İki veya daha fazla sayıda ülke arasında yapılan anlaşmalara göre, efektif para veya senet alış-verişi olmadan alacak ve borçların karşılıklı olarak artırılıp azaltılması, borçların alacaklarla kapatılması. Dış ülkeden yapılan ithalatın döviz mübadelesine gerek kalmaksızın mal ihracı suretiyle karşılanması.
  • takas ekonomisi
    Trampa ekonomisi. Mal ve hizmetlerin bir değişim aracı kullanılmaksızın doğrudan birbiriyle değiştirildiği, mübadelenin takas biçiminde gerçekleştiği ekonomi. bkz. para ekonomisi.
  • takas odası
    1. Bankalar, borsalar, finans kurumları veya benzer mali kuruluşlar arası çek, senet vb. kıymetli evrakın karşılıklı olarak takas edildiği yer. 2. Merkez bankasının kontrolünde çalışan ve nakit tedavülünü enaz düzeye indirmek üzere bankalar arası ticari çek ve senetlerin mahsup edildiği merkez.
  • takiyye
    1. Zor karşısında veya içinde yaşanılan toplumda egemen olan düşüncelere aykırı düşünceler taşımanın getirebileceği olumsuz sonuçlardan kaçınmak, yahut karşısındakinin ne düşündüğünü öğrenmek, tepkisini almak gibi amaçlarla gerçek inanç ya da düşüncesini gizlemek. 2. İlk olarak Haricilerin bazı kollarında görülen, daha sonraları Şiilikte de dini bir prensip olarak kabul edilen, inancını kendisi ile aynı mezhepten olmayanlardan gizleme ilkesi.