Ankara Sosyal Bilimler Vakfı
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Projelerimiz
  • Etkinlikler
    • Sosyal Bilim Söyleşileri (Çevrimiçi)
    • Bir Konu Bir Konuk (Çevrimiçi)
    • Tarihe Tanıklık (Çevrimiçi)
    • Dünya’dan Bakış (Çevrimiçi)
    • Düşünce Platformu
    • Yayınlarımız
    • Kitaplar
    • Okuma Önerileri
    • Sosyal Bilim Öğretim Mimarisi Projesi
  • Sosyal Bilimler Sözlüğü
    • Sözlük Dizini
    • Sözlük Hakkında
  • İletişim
  • Türkçe
    • English
  • Menu Menu
  • X
  • Youtube
  • Instagram
TÜMÜ0-9ABCÇDEFGHİIJKLMNOÖPQRSŞTUÜVWXYZ
  • <<
  • 1
  • (...)
  • 97
  • 98
  • 99
  • 100
  • 101
  • 102
  • 103
  • 104
  • 105
  • 106
  • 107
  • 108
  • 109
  • (...)
  • 201
  • >>
  • katılımcı bürokrasi
    Gençlik, kadın ve askeri örgütlerin; ideolojik işlevi ön planda olmayan, var olan siyasal sisteme meşruluk kazandırma yahut onu destekleme gibi bir siyasal boyut taşımayan, söz konusu örgütlere ait günlük rutin idari sürecin işleyişini sağlayan bürokrasileri. bkz. bürokrasi, kırtasiyecilik.
  • katılımcı demokrasi
    Vatandaşların siyasi görüşlerin olgunlaşmasına, tartışılmasına ve kararların alınmasına doğrudan katılımını öngören yönetim tarzı. bkz. demokrasi, doğrudan demokrasi, temsili demokrasi.
  • katılımcı gözlem
    Gözlemcinin, hakkında bilgi edinmek istediği bir sosyal gruba, o grubun bir üyesi imiş gibi katılarak yaptığı grup içi gözlem.
  • katınokrasi
    İç savaş öncesi Amerikanın güney devletlerinde olduğu gibi, ekonomisi tek bir ürüne dayalı siyasal sistem.
  • katma bütçe
    Masrafları özel gelirleri ile karşılanan ve genel bütçe dışında düzenlenip yönetilen bütçe.
  • katma değer
    Üretim aşamasında bir mala katılan değer; yapılan ücret, rant, faiz vb. faktör ödemelerinin toplamı. Katma değer, malın satış fiyatından bir önceki aşamada yapılmış bulunan ara tüketim harcamasının çıkarılmasıyla elde edilir. Vergi konusu malın üretiminden tüketimine kadar geçen her aşamasında kazandığı katma değer üzerinden alınan vergiye de katma değer vergisi denir. Bir ekonomide bütün üretici birimlerin ülke içinde bir yıl içinde ürettiği katma değerlerin toplamı o yılın GSYH’sını oluşturur.
  • katma değer vergisi
    bkz. katma değer.
  • kavmiyetçilik
    bkz. kabilecilik.
  • kavram
    1. Konu olduğu olay, olgu, süreç veya nesnelerin ortak özelliklerini yansıtan, yahut bunlar arasındaki ilişkilerle ilgili genel bir fikir veren ve görüngülerin sınıflandırılmasını sağlayan, genellikle bir kelime, ya da kelime grubundan oluşan soyut ifade. 2. Belirli, özel anlamlar yüklenmiş sözcük. Düşüncenin yapı taşı işlevini gören ve gerçekliğin betimlenip yorumlanmasında temel malzeme olarak kullanılan soyut dilsel ifade.
  • kavramsal
    Birden fazla kavramın belirli bir iç mantıkla bir araya getirilmesi ile oluşturulan, içinde yer alan kavramlara ve kavramlar arası ilişkilere, kendi mantık örüntüsü ve bütünlüğü çerçevesinde anlam veren kavram kümesi.
  • kavramsal anlam
    Bir sözcüğün, sözcük anlamının dışına taşarak, daha özel bir anlam kazanması; kelime anlamının dışında olan, daha özel, bilimsel, dinsel ya da felsefi anlam.
  • kavramsal çerçeve
    Bir anlatım veya açıklamanın temel kavramlarından oluşan çatısı.
  • kavramsallaştırma
    1. Bir şeyin o şey olmayandan ayrıştırılmasını mümkün kılan kelime veya kelime grubunun oluşturulması. 2. Nesneler arasındaki ilişkilerin kavramlar aracılığıyla ifade edilebilecek şekilde anlamlı bir çerçeveye oturtulması. Kavramlaştırma, kavramlarla izah edilebilir hale getirme.
  • kaybetme korkusu
    İnsan davranışlarında, ödülü/cezası aynı miktarda olsa bile, kazanma isteğinden çok kaybetme korkusunun daha ağır basması; kaybetmeme dürtüsünün, kazanma dürtüsünün önüne geçmesi. Bu konudaki yaygın deney şöyledir: Bir grup pazarlamacıya satış primleri önceden verilerek, belirli oranda satış yapamadıkları zaman para iadesi istenmiş, diğerlerine ise sattıkça prim verilmiştir. Farklı zamanlarda birçok kez tekrarlanan deney sonucunda önceden primi peşin alan satıcıların eldeki primi kaybetmemek için, sattıkça prim almaya göre daha çok satış yaptıkları görülmüştür.
  • kaygı
    Bilince yansımayan çatışmalar veya yasaklanan güdüler sonucu meydana geldiği sanılan, belirsiz, nesnesi olmayan ve tanımlanamayan korku.
  • kayıp kızlar
    Doğum sırası ve sonrasında ebeveynlerin kızlar aleyhine cinsiyetçi seçimleri nedeniyle toplumdaki kız çocuk sayısının doğal doğum oranlarına göre azalması.
  • kayırıcılık
    Genel olarak sosyal bir grubun üyesi olan kişinin, grubun dışında kalan diğerine iş, sözleşme ve kaynak sağlanması bakımından tercih edilmesi. bkz. adam kayırmacılık, eş-dost-hemşeri kayırmacılığı, yandaşlık, yanaşmacılık.
  • kayıt dışı ekonomi
    Yeraltı ekonomisi, paralel ekonomi, informel ekonomi. Piyasada üretilmesi veya satılması yasak olmayan malların belli bir çıkar karşılığında ve piyasa için üretilmesine rağmen, fiş, fatura veya beyanname dışı piyasada mübadele edilmesi nedeniyle ekonomide geçerli ölçüm teknikleriyle ölçülemediği için GSMH ya da GSYH hesapları ve istatistiklere dahil olmayan, dolayısıyla da vergi dışı kalan ekonomik etkinliklerin tümü. bkz. kayıtlı ekonomi, yasadışı ekonomi, ev içi ekonomi.
  • kayıtlı değer
    bkz. değerleme ölçüleri.
  • kayıtlı ekonomi
    Formel ekonomi. Ekonominin devlet kayıtlarına giren bölümü. bkz. kayıt dışı ekonomi, yasadışı ekonomi, piyasa dışı sektör, piyasa sektörü.
  • <<
  • 1
  • (...)
  • 97
  • 98
  • 99
  • 100
  • 101
  • 102
  • 103
  • 104
  • 105
  • 106
  • 107
  • 108
  • 109
  • (...)
  • 201
  • >>
Sayfanın başına dön